Emekli Olmak İstiyorum

Ciddi olarak calismaya baslayali daha 2 yil olmadi, ama amerikan stili onceden planlama ile simdiden emekli olma hazirliklarima basladim. Calismaktan bezmis oldugum soylenemez, ama duzenli calisma hayatina atildiktan sonra insan cocuklugunu ozluyor. Cocukluga donus olmadigina gore, emeklilik hayalleriyle yasamak daha pratik diye dusunuyorum.

Buna kafa yormamin ve aklimdan gecenleri ekrana dokmemin ikinci sebebi ise 25 yasimdaki emeklilik planlarim ile emeklilik yasimdaki emeklilik planlarimin ne kadar benzeyeceklerini merak etmem. Simdi, bu yaziyi 10 sene once yazmis olsam bilemeyecegim internet var mesela. Onumdeki 35 yil teknolojik olarak neler getirecek tahmini zor, ayrica su anda bana guzel gelecek bilimum mesgale o zaman artik mumkun olmayabilir veya daha enteresani (ve korkutucusu) beni ilgilendirmeyebilir. Yani biraz da kendimdeki degisimi gorebilmek icin yaziyorum.

Once emeklilik mekanim ile baslayayim. Sehir cok onemli degil. Fakat sehir olmali! Yakinimda arkadaslarim, yurunecek hareketli ve eglenceli bir yol, gidilecek guzel sinemalar, tiyatrolar ve konserler olmali. Havasi kesinlikle cok soguk veya cok yagmurlu olmamali. Babam yaslandikca sicagin daha dayanilmaz geldigini iddia etse de bir Adanaliya sicak sorun olmamali.

Sabah uyaninca kalkmak istiyorum. Alarmli saat sadece gidilmesi gereken erken randevular icin evde bulundurulmali, mumkunse hic kullanilmamali, cunku ise gitmesi gerekmeyen bir adam icin sabah randevusu almanin alemi yok. Tabii artik dede olmus Metallica’nin konser biletleri sabah satisa cikiyorsa ve onlerden bir yer araniyorsa o zaman erken kalkilmali. Ama insan bol vakti oldugu ileri yaslarda maalesef daha az uyudugu icin erken kalkmak cok buyuk bir sorun olmamali. Kalkinca evde uyuyan herkes kaldirilmali. Ailenin uyuyana saygi gosterilmemesini gerektiren gelenegi devam ettirilmeli.

Uyaninca acele etmeden tras olunmali ve dus alinmali. Dus trastan daha once gelebilir tabii. Artik o yasa kadar dus-tras sirasi problemi de en ideal sekilde cozulmus olmali. Kisaca kagit gazeteler okunulmali ve hafif bir kahvalti yapilmali. Kahvaltida hafta ici beyaz peynir ve siyah zeytin yenmeli. Yazin karpuz! Hafta sonlari ise kalp durumuna gore – malum bu genetik hastalik ailede hic sektirmiyor – mumkunse sucuk yenmeli.

Kahvalti sonrasinda internet saati var. Once e-posta kontrol edilmeli, dunyanin cesitli koselerindeki arkadaslarin haberleri alinmali, varsa cocuk ve torun resimleri ve vidyolari degis tokus edilmeli. Kagit olarak bulunamayan onemli gazeteler ve dergiler okunmali.

Interneti takiben bir adet sabah yuruyusu gerekli. Yuruyus tercihen bir kahvehanede veya cay bahcesinde icilen kahve veya cay ile son bulmali. Kahvehane tanidik bir kahvehane olmali, servis yapan kisi beni gorunce istedigimi getirmeli ve kahve icimi esnasinda muhakkak muhabbet edilmeli. Muhabbet gazetede okunan yazilar ve guncel haberler ustune olmali. Yillarin tecrubesi ile ahkam kesilmeli, “Zamaninda Ecevit de cok denemisti bunlari ama beceremedi tabii”, “Rahmetli Kurt Cobain bu sarkiyi cok guzel okurdu”, “Bu topcunun kafa vurusu Hakan Sukur’u andiriyor ama biraz daha az kazma gorunuslu” gibi yorumlar yapilmali. Konularin cok derin olmasi gerekmez sabah sabah kafayi fazla zorlamani geregi yok. Konusma sirasinda ibibik, teyyare, nihari, ilave, mecmua, iskonto, nisaburek gibi tecrubeli insan kelimeleri mutlaka kullanilmali.

Yuruyus esnasinda eller arkada kavusturulmali, muhakkak kasket takilmali. Ise seytan karistirmamak amaciyla acele edilmemeli. Acele etmeye kalkanlar kalp, romatizma, siyatik, nefes darligi gibi bir bahane ile susturulmali.

Oglen yemegi disarda da yenebilir, evde de. Yemek yenirken tercihen haberler seyredilmeli. Yemek sonrasi sakin bir yerde oturup cepten kitap cikartilmali. Birkac saat kitap okunmali, gerekiyorsa yazi yazilmali. Edebiyat saatine cok onem verilmeli.

Aksam yemegi oncesinde istah acici bir yuruyus fena olmaz. Sayet o aksam kulturel bir olaya gidilecekse eve biraz vakitlice donulmeli ki olasi insan ve arac trafiginden once yola cikilsin. Icabinda olay mahalinde dolasmak da mumkun ne de olsa. Muhitte biraz gezip, “Bizim zamanimizda da buralar soyle idi, boyle vayahutta oyle degildi” cinsinden konusmak emekliye yakisir. Bu konuda gereken yapilmali!

Emekliler erken uyurlar, ama haftasonlari icabinda kahve uyaricisi sayesinde biraz daha gec yatilmali, “Aaa koca adam yasina bakmadan gece hayatina cikmis” denilecek turden eglence yerlerine gidilmeli. Seha Hanim o saatlerde coktan uyumus olmadiysa uyuklamis olacaktir, ama o yaslarda artik kapilarda dam sorunu yasanmamali!

Hafta sonlari yillardir oynadigimiz kisilerle futbol maclari yapilmali. Varsa cocuklari ve Seha’yi cagirip zorla seyrettirmeli. Arkadaslar yavas yavas oldukce genclerden takviye yapmak gerekebilir tabii ama yas ortalamasi mumkun oldugunca yuksek tutulmali. Sert oynamak yasak olmali, zira comlegi o yasta kirdirip zor toparlama durumu akildan cikarilmamali. Saha secilirken yakininda hastane, dispanser, en azindan eczane olanindan secilmeli, olmazsa doktor veya yillarini hastaliklara vererek uzmanlasmis bir arkadas kaleye konmali.

Mumkunse tavla gibi onemli bir emekli oyununu pas gecilmeli. Kucukken de yazlikta kagit oynamak sevilmezdi zaten. Arkadaslarin (varsa) tavla, kagit oyunlari, okey meraki oldurulmeli. Bilgisayar oyunlari ise serbest olmali. Kucuk cocuklarla en azindan bilgisayar oyunu bagi koparilmamali.

Emekli kisinin huysuzluk hakkini sonuna kadar kullanmali. Aile geleneklerine bagli kalarak cimrilik, sahsi ozelliklerden usengeclik ve soylenme uzerine konsantre olunmali. Bu hizla gidilirse emekli yaslarda hastalanmamis uzuv kalmayacagi icin, soylenme konusunda asla taviz verilmemeli. Kimin daha cok hastaligi var sidik yarisi kaybedilmemeli, icabinda goz bozuklugu devreye sokulmali!

En onemlisi, cocuklukta oldugu gibi gunlerden ne gun oldugunu ara sira unutmali. Emekliye her gun haftasonu olmali, degil mi?

New York

Yorum Yazınız / Leave a Reply