Gümüşlük Öldü Mü?

Agustos’un ucuncu haftasi tatilimizin son 3 gununu Gumusluk’te gecirdik.

Enteresan bir sekilde onceki haftanin Radikal 2’sini okuyamamis, yanima almistim. Gumusluk’e gidecegimizin bir gece oncesi Afrodisias’ta kaldigimiz motelde okumaya basladim ve Lale Muldur’un “Gumusluk Olmus” konulu yazisini gormus oldum. Neymis efendim bir kiz kendisine gelmeyen kopegi tekmelemis, onun yillardir her yaz Gumusluk’e gelen arkadaslari artik gelmiyormus, oyleymis boyleymis, falanmis filanmis – dolayisiyla Gumusluk olmus.

Biraz bozuldum ama neyse ki umit ettigim gibi sadece Muldur’un Gumusluk’u olmus. Tabii ki benim cocuklugumun Gumusluk’u degil ama artik Bayramoglu da benim cocuklugumun Bayramoglu’su degil, Adana’da bizim apartmanin arkasinda artik futbol oynanamiyor, Mersin-Silifke arasinda artik sira sira siteler yuzunden yoldan denizi gormesi bile zor, Bagdat Caddesi’nde Sini yok, Atlantik yok, Suadiye Sinemasi bile yok artik. Cocuklugumun onemli yerleri bu durumdayken Gumusluk gene hepsinden fersah fersah ileride, dolayisiyla musterih olun Gumusluk henuz olmemis.

Bu gidisimizde sahilde eskiden Hasmet’in bari (simdi ise Uzun Ahmet’in bari) olarak bilinen bara eklenen Club Gumusluk bungalowlarinda kaldik. Sabah odadan ciktiktan sonra denize ulasmak 25 adim falandi, geceleri ruzgarla agaclar hisirdiyor bungalowlarin arasinda bakimli kedi yavrulari sazlardan sarkan dallarla oynuyordu.

Gumusluk hala Turkiye’nin mini Porto Allegre’si durumunda. Belediye butun sokak kopeklerini toplamis ve (genel yurdum aliskanliginin aksine) asilayip tasmalari taktiktan sonra birakmis, deniz kenarinda gezerken sevebiliyorsunuz. Kumsal tertemiz ve “Burasi bir halk plajidir – Gumusluk Belediyesi” tabelasi yerinde. Balikcilar hala pahali ama garsonlar hala nazik ve goguslerinde kimlik kartlari var. Muezzin’in sesi guzel, hoparloru ise ayarli.

Annemin keyfi yerinde, ev sahipleri her zamanki gibi guleryuzlu ve efendiler (gozum arkada kalmiyor), balkonunun manzarisi hala sahane. Gumusluk’te Ankara hakimiyeti devam ediyor, cocuklar kitap okuyup satranc oynuyorlar, ellerde Radikal ve Cumhuriyet geziyor, geceleri ise hafif volumlu muzik ve sohbetler ruzgar sesi ile birlikte Tavsan Adasi’nin etrafini dolasiyor.

Ahmet’in barinda bu sene bir Venus heykeli basagi barin ustundeki agaca asilmis. Ismi “vicdan azabi” imis. Yemekler bildiginiz gibi, semizotu salatasi cok guzel. Bar eski havasini hala korumakta. Ahmet esprileriyle hala formda, vucudunun en onde giden parcasinin ustunde bir Saddam t-shirtu var (Fransiz arkadasim Aurelien Boulet – ki ben ona kisaca Erdogan Gulle derim tabii soke oldu, ayri).

Tavsan Adasi turist dolu, bu sefer isminin tavsanlardan degil de en onundeki tavsana benzeyen kayadan geldigi laflari donuyordu, ama ben sahsen canli tavsanlari tercih ederim.

Yani uzun lafın kisasi Gumusluk olmemis. Merak etmeyiniz.

Istanbul

Yorum Yazınız / Leave a Reply