Kalimnos (Kalymnos, Kilimli) Adası

Çocukları anneme bıraktıktan sonra (ismi bir erkek ismi olmasına rağmen aslında bir kadın olan) karımla beraber 3 günlüğüne Gümüşlük’ten günbatımı izlerken sürekli baktığımız Kalimnos Adası’na gittik.  Kalimnos süngercilik ve dağcılık sayesinde alelade bir ada değil ama yine de günümüz seyyahları Yunan adalarına daha ziyade deniz için gidiyorlar.

Görüldüğü gibi Yunanistan yazıları serisine devam ediyorum. Serinin diğer yazılarını aşağıdaki linklerden okuyabilirsiniz:

Turgutreis’ten kalkan feribot ile Kalimnos’a ulaşmak 45 dakika. Cuma akşamı Bodrum Merkez’e gitmek ile aşağı yukarı aynı süre yani. Feribot operatörü Yunan olduğu için gözü açılmamış, feribotta yiyecek içecek büfesi yok – pasaport vesaire dahil 60-80 dakika aç duramayanlardansanız kumanyanız ile binmelisiniz.

Kalimnos Haritası

Yunanistan İle Sorun Çıkmasın Diye Doğuda Kalan Kardak Kayacıklarını Kırptım

Kalimnos büyükçe ve kayalı dağlarla kaplı bir ada. Ana şehir olan Pothia Türkiye’den görünmüyor, adanın güney kıyısında. Oradan adanın ortasında kalan ovadan diğer merkez olan Mryties’e bir yol var. Diğer iki tarafı dağlarla kaplı.

Kalimnos’u yemeği, zeytinyağı, şarabı, denizi ve sessizliği güzel olan diğer yunan adalarından ayıran iki özelliği var: süngercilik ve kaya tırmanışları.

Süngercilik
Ada halkı sittin senedir balıkçılık ve süngercilik ile geçiniyor; turizm çok yeni, tarıma uygun arazi sadece ortadaki ufak ovada olduğu için çok az. Ada sakinleri ile biraz konuştuktan sonra herkesin vurgun yemiş bir akrabası olduğunu farkediyorsunuz.

Sünger suyun dibine tutunarak yaşayan ve içinden su geçecek şekilde gelişmiş delikli yapıya sahip organsız, dokusuz bir hayvan. Aşağıdaki resimlerden soldaki İngilizce, sağdaki ise Türkçe Vikipedi sayfasından. Türkçe’ye çevirirken milli ve yerli hassasiyetlerimize dokunmayacak bir cins seçmiş olmaları takdire şayan.

Sünger Hayvanı

Aslında Sağdaki De Çok Masum Sayılmaz Ama İdare Edin

Sünger avcılığı önceleri Kalimnos’un etrafındaki derin sularda yapılırken sonrasında Kalimnoslu süngerciler gemileri ile Tunus’tan Lübnan’a Akdeniz’in her tarafında avlanmışlar. Çıkan süngerleri önceleri yakınlarda anakara Yunanistan veya İstanbul’da satarlarmış. Sonraları sünger zenginleri işi ilerletip presleyip hacmini azalttıkları süngerleri Amerika’ya kadar ihraç etmişler.

Sünger gemileri havalar ısınırken Aya Nikola’ya dualarla çıkıp sonbaharda birkaç ölüm haberi ile geri gelirmiş. Önceleri sadece dibe hızlı inmek için kullandıkları bir kaya ile dalarken 1860’larda dalgıç elbiseleri ve el pompaları ile hava basarak daha derinlere gidebilmeye başlamışlar ve vurgunlar da başlamış. 1900’ların başında teknoloji gelişip bilgi de artınca vurgunlar azalmış. 1950’lerde adada 35 sünger gemisi kayıtlı imiş.

1900’lerin başında Amerika’ya göçen bir Yunanlı (veya Osmanlı vatandaşı Rum) Tarpon Springs, Florida’daki süngercilere işi öğretmek için bir grubu Kalimnos’tan Florida’ya getirmiş. Şimdi Amerikalılar burayı “Dünyanın Sünger Başkenti” yapmışlar. Günümüzde dünyanın doğal süngerinin %70’i Tarpon Springs’de çıkıyor!

Ben çocukken Bodrum’da da ara sokaklardaki sandaletçilerin yanında süngerciler de vardı, meğer onları çıkaran avcıları da Kalimnos’lu süngerciler eğitmiş. Sünger işi ciddi bir iş iken Kalimnos’tan sonraki önemli sünger adalarından birisi de Marmara Adası’nın yanındaki Ekinlik Adası (Koutali) imiş. Şimdiki web sitelerinde süngerden bahsedilmediği gibi balıkçılığın da balık kalmadığı için bitmekte olduğu yazıyor.

Kalimnos Sünger Müzesi

Denizin Altında Bu Kadar Mahluk Olduğunu Bilsem Bir Daha Girmem

Kalimnos’a gitmişken adadaki birkaç sünger müzesinden birini muhakkak gezmenizi öneririm. Süngercilik adanın kültürünü çok etkilemiş, özellikle erkeklerin senenin yarısı denizde olmasından dolayı oluşan anaerkil sistem hala lokantada herkesi azarlayan teyzelerde yaşıyor.

Vlihadia koyundaki müzeyi denizden bulduklarını yıllarca toplayan bir süngerci kurmuş. Bu müzede süngercilik hakkında birçok bilgi dışında enteresan balıklar, ada tarihini anlatan resimler, suyun altından çıkan eski çıpalar hatta savaş uçaklarının ve gemilerinin parçaları var. Adaya gitmeden süngercilik konusunda çok bilgili olan ve ben çocukken evdeki süngerlerin kaynağı Ayhan Sicimoğlu’nun Kalimnos programını (1. ve 2. Bölüm) izlemenizi de öneririm.

Kaya Tırmanışları
Kalimnos’un batı tarafındaki Myrties’e yakın dağlar nedense kaya tırmanışı için çok uygun. Bu sporu uzaktan izlemesi çok zevkli olabilir: dağın yamacında renkli kıyafetli örümcek adamların (ve kadınların) yavaş yavaş ilerlemesini frappenizi yudumlarken seyredebilirsiniz.

Bu işin ada sakinleri için güzel tarafı ise tırmanış mevsiminin turizm mevsimi ile aynı zaman olmamasından dolayı adanın yaz kış müreffeh kalmasını sağlaması.

Bana faydası ise adanın kültürünü daha kozmopolit yapması ve dağcılar ile müzik zevkimizin uyuşması sayesinde güzel müzik çalan barlar bulunması oldu. Senelerdir duymadığım Manowar şarkılarının çaldığı barlar herhalde bir tek dünyanın metal başkenti Helsinki’de bulunabilir.

Plajlar
Süngercilik ve dağcılık enteresan da olsa günümüz seyyahları Yunan adalarına daha ziyade deniz için gidiyorlar. Biz de yukarıdaki yazdığım gibi deniz, sükunet, güzel yemek ve içecek sunan sevimli insanlar için gittik.

Dolayısı ile 3 günde adanın bütün plajlarını gördük diyebilirim. (Benim gibi dalga sevmeyen bir kişiyseniz çıkmadan önce otelinize rüzgar yönüne göre ideal bölgeyi sormanızı öneririm.)

Benim favori plajlarım aşağıdakilerdi:

  • Vathi (Duş var, kahve var, yemek var, deniz kenarında gölge yok): Öncelikle Vathi bir plaj değil! Yüzüklerin Efendisi çekilebilecek şekide yarılmış bir kayanın ucuna yerleştirilmiş küçük bir yelkenci köyü. Kıyısı teknelere ayrıldığı için en uçtaki kayadan denize giriyorsunuz ama manzara mükemmel – deniz de. Öğle yemeğine denk getirip yemek öncesi gitmek iyi olabilir. Atladıktan sonra yüzerken sağdan nefes alınca insanın üstüne yıkılacak gibi duran bir yamaç görmek biraz korkutucu. Her kulacımda “aman şimdi deprem olmaz inş” diyerek yüzdüm.Kalimnos Vathys
  • Masouri / Myrties (Duş var, kahve var, yemek var, deniz kenarında gölge var): Burada plajın öndeki ada dalgakıranlık yaptığı için ekseriyetle dalga yok, deniz de kum ve güzel. Plajlarda servis var (Yunan tabiri ile organized plajlar). Ben takıntılı olduğum için otelin önünde denize girerken daha güzel bir kumsalı kaçırıyormuş hissine kapıldığım için koy koy gezip durduk ama burası da en güzellerinden birisi idi.Kalimnos Myrties Beach
  • Vlihadia (Duş yok, kahve var, yemek var, deniz kenarında gölge yok): Deniz çok güzel ama duş, oturacak şezlong, saç kurutma makinası falan beklemeyin. Lokantalarda amerikan tabiriyle meksikalı duşu 1ile idare edebilirseniz iyi. Buradaki sünger müzesini gezdik, tavsiye ederim.Kalimnos Vlahadia Beach
  • Panormos (Duş var, kahve var, yemek var, deniz kenarında gölge var): Panormos’un kendi plajı dalgaya açık ve geniş ama sağda kalan (adanın arkasındaki) siyah kumlu ufak plaj ilginç. Dalgalı olmasına rağmen belki de sahilde Odysseus’un maceralarını okumakta olduğum için hoşuma gitti. Burada yemek yenilecek ilk yerde fazla birşey yok (lokantası üşenmezseniz yukarıda). Aşağıdaki ufak büfede su ve frappe 2 gibi acil ihtiyaçlar mevcut. Ilgın ağaçlarının arkasında kalan sağdaki lokantayı Avustralya aksanı ile İngilizce konuşan genç bir kadın işletiyor. Biz gittiğimizde annesi ve 6 aylık kızı ile beraber takılıyorlardı. Anneanne bebeğe baktı, kadın yemek hazırladı, bebek ise uyudu. Yunanistan’daki ilk frappe yapma dersimi burada Avustralya aksanlı hanımdan aldığım için benim için manevi önemi büyüktür.Kalymnos Panormos Beach
  • Arginonta (Duş var, kahve var, yemek var, deniz kenarında gölge var): Biz gittiğimizde çok dalgalı olduğu için kalmadık, bu kadar geniş açılı kumsalları sevmiyorum. Deniz dediğinin ortası kum kenarları kaya olmalı. Kayadan kayaya rahatça yüzülebilmeli.Kalimnos Aginonta Beach
  • Emporeios (Duş var, kahve var, yemek var, deniz kenarında gölge var): Burasının denizi Gümüşlük’ün sol plajının aynısı olduğu için nedense çok heyecanlandım! Taşların arasından girdikten sonra bilimsel ismi posidonia oceanica olan erişte yosunların üstünden ve suya demirli ufak teknelerin arasıdan yüzüyorsunuz. Sahilde şezlong servisi var ve arkadaki lokantalardan su ve kahve almak mümkün. En soldaki lokantanın sahibi Santana el ayak çekilince gitar çalıp şarkı söylüyormuş. Emporeios’ta en sevdiğim kitaplardan Moonglow’u bitirdiğimde uzun süre kendime gelemeyip salak salak denize bakmıştım ondan onun da yeri ayrı.Kalimnos Emporeios Beach

Tavsiyelerim
İlk tavsiyem adada merkezde kalmamanız. Merkez (Pothia) hem çirkin ve bina dolu hem de adanın kalanına ulaşması çok kolay değil. Ama Kalimnos’a tepeden bakan Agios Savvas kilisesinin manzarası çok güzel, geçerken bir uğranabilir. Adanın topografyasını anlamak açısından da faydalı.

Pothia Manzara

Agios Savvas Kilisesi’nden Pothia Kasabası Manzarası

Kiliseye adını veren Agios Savvas adanın “koruyucu azizi”. Kendisi aslında hemşehrimiz olur: Doğu Trakya’da doğmuş, 20 sene yaşadığı Kalimnos’ta 1947’de ölmüş. Bizim motorsiklet kiracısı Manolis’in babası kendisini hatırlıyormuş.

Aziz Savvas, Aziz mertebesine ulaşmış en “yeni” ortodoks papazlarından. Senelerini mağaralarda inzivada geçiren bir keşiş olduğunu, 10 yılını Ürdün çölünde ip merdivenle çıkılan iki odalık bir evde dini resimler yapıp dua ederek geçirdiğini okuyunca ömrünü bir fikre adayan bu insanlara saygı duyduğumu farkettim.  Öldükten 10 sene sonra mezarı açılınca cesedinin sağlam kaldığını görmüşler, bütün adaya güzel bir koku yayılmış!  Bunun ve benzeri diğer mucizelerinin üzerine Aziz ilan edilmiş.

Sonuçta biz Aziz Savvas’ın orada değil Masouri’de (Myrties’in yanı) kaldığımız için feribottan inip bir taksi ile otelimize ulaştık. Otelden manzaramız sütliman denizin ardında karşıdaki dalgakıran ada idi.

İkinci tavsiyem motor ehliyetiniz varsa bir motor kiralayın. Motorla adanın her tarafına ulaşmak mümkün ve kolay. Adaşım Manolis’in 3 Masouri’deki motorcusundan aldığımız vitessiz motor ile iki kişi adada gitmedik yer bırakmadık. Motor ehliyetiniz yoksa motor vermiyorlar ama o durumda da ufak arabalardan birini kiralamanızı öneririm.

Üçüncü tavsiyem mükemmel bir lokanta olan Aegean Taverna’da bir yemek yemeniz. Rezervasyonsuz gitmemeniz gereken tek yer olabilir, bayram zamanında Türkiye’den tanıdık görmeniz garanti.

Lokantanın sahibi Yorgo Bey Kalimnos’tan çıkıp Amerika’da ve daha sonra Barbados’da otel ve lokantalarda çalışmış. Kesin dönüş sonrası Aegean Taverna’yı açmış. Şimdi ailesi ile beraber işletiyor, garsonlar kızlar ve damatlar ve müstakbel damatlar. Yemekler mükemmel manzara sabah ve güneş batışında harika, gece yok.

Sonuçta Bodrum civarından kolay gidilecek ada arayanlara Kalimnos’u tavsiye ederim. Kos’tan güzel. Bir Symi beklemeyin ama gözünüzü kapatınca Mikonos hariç Yunan adalarının hepsi aynı zaten!

  1. Bu deyimi bu linkteki 6 nolu anlamda kullandım
  2. Frappe dediysem lafın gelişi frappe diyorum. Daima şekersiz espresso freddo içen bir kişiyim. Bu konuyu ayrı bir yazıda izah edeceğim.
  3. Üniversite okuduğum kasaba (bir Yunan adasından isimlendirilmiş Ithaca) Yunan lokantasının sahibi kadın bana senelerce inatla Manolis deyince Yunan adım Manolis Liberopoulos oldu.

One Reply to “Kalimnos (Kalymnos, Kilimli) Adası”

  1. Tarpon Springs’teki Greek Town’da martılardan çok sünger görürsünüz. Sünger satmayan dükkanların önünde bile aksesuar niyetine sünger kullanılır. İkinci en çok görünen şey ise Yunan tarzı pareolardır; onlar da bayrak gibi oradan oraya salınırlar.

Yorum Yazınız / Leave a Reply