Author: sarapci

  • Kiyafetler ise benzer, her yastan ve kilodan kadinlar tanga ve minik bikiniler giyiyorlar. Eskiden Firt’in kapagindaki kizlarin giydigi 4 kucuk ucgenden olusan mayolar bunlar. Erkekler ise ekseriyetle slip mayolular. Zaten erkek kadin butun yabancilar koca koca mayolarindan hemen anlasiliyor.

  • Muhtarligin onunde kirmizi isikta duran soforun, arkadan korna ile taciz eden genc BMWci ile “El kol hareketleri yapma ulan!!” kavgasini halkla beraber on koltuktan seyrettikten sonra, hic gitmedigim ve merak ettigim Gazebo’ya girdim. Nurcan Aydogan sempatik kimligi ile Ingilterede Otelcilik okuduktan sonra gelip nasil Gazebo’ya basladigini anlatti. Zorluklarini anlatmadi.

  • Disarida simitciler vardi. Hemen onlarla konusmaya basladim ve artik tatilin bir klasigi olmus olan “Turkce biliyor musunuz?” sorumu Yunanca sordum. Bu sefer cevap Turkce geldi, “Biliyorum!” Megersem simitcinin adi Aydin’mis ve yanindaki de Selahattin’mis! Iskece’li Turkmus ikisi de. Hemen bir simit ikram ettiler. Ben de terbiyesiz bir sekilde simitin bayat oldugunu iddia ettim.

    Atina
  • Sehre “Kizil Bologna” deniyor ve bunun iki sebebi var: biri binalarin renklerinin agirlikla sari ve kirmizi tonlarinda olmasi ikincisi de Bologna’nin Italya’nin “en komunist” sehri olmasi. Komunistligin onemli bir sebebi universite saniyorum ama bir taraftan sehir universite sayesinde Italya’nin yuksek teknoloji merkezi de olmus ve bunun sonucu olarak en zengin bolgelerinden birinin merkezi haline gelmis.…

  • İçeri girerken kapıdaki ayakkabı alıcısı amca elleriyle “ver ver” hareketi yaptı. Ben de kafamla “olmaz olmaz” hareketi yaptım. Ama aynı esnada, caminin bir köşesinden beni gösterip “O kâfir şuradan şuraya gidemez, durdurun!” jestleriyle yerinde zıplayıp duran abi de gözümden kaçmadı. Ortalığı velveleye vermemek için hızla içerideki mümin kalabılığın arasında kendimi kaybettirmeyi başardım.