Akyaka ’23

Azmak Nehri’nin oluşturduğu buz gibi durgun suya girmek üzere tişörtümü çıkarırken turist olduğum her zamanki peynir beyazlığımdan ziyade dövmesiz vücudumdan anlaşılıyordu. “Acaba ne dövmesi yaptırırsam 40 sene sonra hala bıkmammış olurum” diye düşünürken yarım basketbol sahası kadar olan suyun ortasına grup halinde üşüyerek yürüdük, hızla batıp çıktım. Isınmak üzere çeyrek basketbol sahası kadar olan çakıl sahilde uzanmış dövmeli vücutlara basmamaya çalışaraktan çantaların yanına döndük. Continue reading Akyaka ’23

Karadağ (Montenegro)

Teknede tanıştığımız Rus gençlerden esmer olan genç kız, “Sizi buraya ne attı?” diye sordu. “Kovid” dedim, onlar da aynı sebepten gelmişler. Virginia’da oturuyorlarmış ama aslen Sibiryalılarmış. Continue reading Karadağ (Montenegro)

Kalimnos (Kalymnos, Kilimli) Adası

Kalimnos süngercilik ve dağcılık sayesinde alelade bir ada değil ama yine de günümüz seyyahları Yunan adalarına daha ziyade deniz için gidiyorlar. Biz de deniz, esinti, sükunet, güzel yemek ve içecek sunan sevimli insanlar için gittik. Continue reading Kalimnos (Kalymnos, Kilimli) Adası

Bir Yunanistan Yazısı Daha

3-5 sene önce birisi Yunanistan’ı öven bir yazı yazdı mı turizm milliyetçileri “Zaten aynısı olan ülkende tatil yapsana, neden Yunana para kazandırıyorsun?” diye çıkışırlardı; fakat milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan 2017 yazında artık onların bile Yunanistan’a gitmeye başladığını görüyorum. Continue reading Bir Yunanistan Yazısı Daha

Hammersmith Bira Turu

Londra’da oturan arkadaşlarım Ailebabası, Mızmız ve Pasif ile her sene yaptığımız bira turlarının birincisini ben yazmıştım, ikincisini ise Mızmız. Arada başka bira turları da oldu onları ya yazamadım ya da başladım ama yarım kaldı.  Bu vesile Hammersmith’teki 3 bira turunu birleştirecek bir yazı ile bira turu günlüklerini güncelliyorum. Continue reading Hammersmith Bira Turu

Lizbon ve Gulbenkian

Kalust Gülbenkyan’ı (Calouste Gulbenkian) ilk duyuşum uzun zaman önce bir gazete yazısında olmuştu. Türkiye’nin çıkardığı bürokratik zorluklar sonucunda Irak petrollerinden kazandığı paralarla kurduğu koleksiyonuna Lizbon’da müze yaptırmaya karar vermiş bir Osmanlı Ermenisi olduğunu hatırlıyordum. Continue reading Lizbon ve Gulbenkian

Çünkü Burası Japonya (3/3) – Tokyo

Japonya’da bu hissi sürekli hissettim; sanki Japonya’nın ormanı, ağacı, evleri, içkileri, yemekleri, hediye kutuları, sokakları, kartvizitleri, hayvanları, dağları, taşları da insanlar gibi ruh sahibi varlıklar ve insanlar gibi hakettikleri saygıyı görüyorlar. Herhalde Japonya’yı en çok da bu yüzden sevdim. Continue reading Çünkü Burası Japonya (3/3) – Tokyo

Çünkü Burası Japonya (2/3) – Kyoto

Rehberimiz Nemo yine bağlantılarını kullanıp bize İçiriki Çaya isimli mekanı ayarladı. Burası muhtemelen Japonya’daki en meşhur “çayhane”. Hem Memoirs of a Geisha’nın kitabı ve filmi hem de 47 Ronin (Manga ve film) burada geçiyor. Çayhane dediysem, evet geyşalar “maça çayı” denilen yosunumsu Japon çayını ikram ediyorlar ama daha çok içilen şey sake (fermente edilmiş pirinçten yapılan meşhur Japon içkisi). Continue reading Çünkü Burası Japonya (2/3) – Kyoto

Çünkü Burası Japonya (1/3) – Kamakura

Özellikle Japonların Sakura dediği Kiraz ağaçlarının açma mesvimine denk getirdiğimiz Japonya seyahatimizin ilk günü 12 yıldır Japonya’da yaşayan Amerikalı rehberimiz Nemo’nun uyarısı ile başladı: “Bu hafta boyunca Japonya hakkında çok sorunuz olacağına eminim; sorularınızı elimden geldiğince cevaplamaya çalışacağım ama bazı soruların tek bir cevabı olacak: Çünkü, Burası Japonya.” Continue reading Çünkü Burası Japonya (1/3) – Kamakura