Kahire
İçeri girerken kapıdaki ayakkabı alıcısı amca elleriyle “ver ver” hareketi yaptı. Ben de kafamla “olmaz olmaz” hareketi yaptım. Ama aynı esnada, caminin bir köşesinden beni gösterip “O kâfir şuradan şuraya gidemez, durdurun!” jestleriyle yerinde zıplayıp duran abi de gözümden kaçmadı. Ortalığı velveleye vermemek için hızla içerideki mümin kalabılığın arasında kendimi kaybettirmeyi başardım. Continue reading Kahire