Uzun Mesafe Koşu Tavsiyeleri (2/3)

İlk yazıdaki girişten sonra şimdi işin heyecanlı kısmına geldik. Yazıyı okuyanlardan en çok aldığım yorum, “İyi diyorsun Sayın Şarapçı da ben koşunca hemen nefes nefese kalıyorum. N’olcak?” Cevap: Nefes nefese kalmamak için iki şey yapmanız lazım: doğru nabız aralığında koşmak ve doğru nefes almak. Continue reading Uzun Mesafe Koşu Tavsiyeleri (2/3)

Uzun Mesafe Koşu Tavsiyeleri (1/3)

Arkadaşlarıma koşuya başlama konusunda yardım ederken herkese aynı şeyleri anlattığımı farkettikten sonra ve bu yazıyı yazmaya karar verdim. En azından burayı okuyan başkaları da tecrübelerimden faydalanır. Ama önce bazı önemli uyarılar: doktor değilim; koşu antrenörü değilim; bu yazıyı kitaplardan, bloglardan ve web sitelerinden öğrendiklerimi kendi üzerimde denedikten sonra bir amme hizmeti olarak yazıyorum. Continue reading Uzun Mesafe Koşu Tavsiyeleri (1/3)

Şikayetperver Koşucu: Runtalya 2012

Finişi görünce ve etrafı reklam panoları ile çevrili resim çekenlerin olduğu kısma varınca Can ile birbirimizi doldurup depara kalktık. Yarışın tamamını değil de sadece bu kısmını seyreden birisi olsaydı bizi müthiş rekabet içerisindeki Etiyopyalı ve Kenyalı iki atlet sanabilirdi (tabii rengimiz nispeten açık olduğu için bayağı keko birisi olması lazım). Continue reading Şikayetperver Koşucu: Runtalya 2012

Şikayetperver Koşucu: Bu Kaçıncı Avrasya Koşusu?

Kabataş’ta birden önümüzde bir teyzenin koşmakta olduğunu farkettik. Teyze dediysem basbayağı teyze idi kendisi. Üstünde kahverengi başortüsü, deri bir ceket, elbise, elbisenin altında bir eşofman, kösele tabanlı ayakkabılar ve omzuna asılmış devasa bir siyah çanta vardı. Bayağı da hızlı gittiği için bir süre önümüzde kaldı. Sinan’a keşke makinamız olsaydı da çekseydik derken… Evet, elinde makinasıyla bir genç belirdi ve “hemen çekeyim” deyip bizim resimlerimizi çekti. “Yok bizi değil, şu teyzeyi çeker misiniz, hatıra olsun” dedim. Continue reading Şikayetperver Koşucu: Bu Kaçıncı Avrasya Koşusu?