Author: sarapci

  • I can see a growing interest from the rest of the world regarding the anti government (i.e. anti Prime Minister Tayyip Erdoğan) demonstrations in Turkey. But the real perplexing thing for us Turks is that the demonstrations have mobilised a previously numb and apolitical fraction of the society.

    The Teargas Revolution
  • Ayakkabılarımdan memnun olmama rağmen meraktan bilimum testleri yapmaya karar verdim. Önce ayaklarınızın kenarlarına ufak mavi noktalar koydu, sonra ayaklarımı bir kutuya sokturup 3 boyutlu scan etti. Scan sonunda ayaklarımın tam olarak numarasını ve daha önemlisi genişliğini belirledi. (¨Kocam dışarıda bekliyor Doktor Bey¨ fıkrasını bilenler bilmeyenlere anlatsın.)

  • Gördüğümüz tek kavga birbirleriyle Almanca konuşan iki Türk arasında çıktı. Dönüş otobüsünde Schalke’li arkadaşıyla gelen GS formalı adam birilerine ¨Hakem de sizi tuttu¨ demiş, yanımızdaki genç irisi celallendi ve 5-6 metre mesafeden bağırmaya başladı. Neyse ki başka Almanca konuşan delikanlılar araya girdiler de sakinleşti. Sonra da sağolsun kavgayı kendisi bizlere tercüme etti.

  • Yaklaşık 10 senedir sakatlıklar hariç düzenli koşuyorum ama birçok arkadaşımın gayet güzel bir yere geldikten sonra çeşitli sebeplerle koşmayı bıraktığını gördüm. (Koşmayı aşıp bir sonraki mantıklı adım olan triatlon veya ultramaratona başlayan hayvanları tenzih ederim.)

  • İlk yazıdaki girişten sonra şimdi işin heyecanlı kısmına geldik. Yazıyı okuyanlardan en çok aldığım yorum, “İyi diyorsun Sayın Şarapçı da ben koşunca hemen nefes nefese kalıyorum. N’olcak?” Cevap: Nefes nefese kalmamak için iki şey yapmanız lazım: doğru nabız aralığında koşmak ve doğru nefes almak.