Ithaca – California – Ithaca, 10720 km, 9 Gün

Kapımızı şık bir adam açtı ve arabamızı aldılar. Hırpani bir şekilde içeri girdik, alt katta rock müzik (rak mı rok mu tartışmasını saygıyla anıyorum) ve bar vardı, üst katta ise dans müziği ve bir dans pisti. Biz yukarda içkilerimizi yudumlayıp müziğin temposuyla kıpraşırken sahnede bir rock grubunun çıkışı için hazırlıklar sürmekteydi.
Adamlar davulları falan kurarlarken etrafa bakıp dehşet içerisinde tiplerin ne kadar çok Türk’e benzediklerini farkettik. Parıltılı kıyafetli balık eti bayanlar, bıyıklı, kıllı göğüsün arasından beliren kolyeyi cömertçe sergileyen esmer beyefendiler falan. Continue reading Ithaca – California – Ithaca, 10720 km, 9 Gün

Minneapolis: Bu Kadar Hipi Haksız Olamaz

New York’tan uçağa binip 3 saat batıya yol aldım. Fırtına yüzünden 4 saat rötar oldu ve Minneapolis – St. Paul havalanınaa indiğimde saat sabah bir buçuk olmustu bile. Etrafta hiç insan yoktu. Daha sonra bunun şehrin bir özelliği olduğunu anladım. Özellikle şehrin merkezi civarina olanın üç katı kadar daha insan sığar gibi görünüyordu. Continue reading Minneapolis: Bu Kadar Hipi Haksız Olamaz

Günah Şehri New Orleans

Biz 2 hafta geç kaldığımız için etrafta kostümlü kimse yoktu. Bizim şahit olduğumuz eğlence daha çok teşhircilik ve röngencilik üzerine idi: Bourbon Street’in barlarının balkonlarına çıkan insanlar ellerinde boncuk kolyelerle yoldan geçen karşı cinsten insanlarla tezahürat eşliğinde pazarlık yapıyorlar. Pazarlık sonucunda kolyenin güzelliğine orantılı güzellikte bir vücut parçası halka teşhir ediliyor. Haliyle insan yolda aval aval yürürken hiç beklemediği anlarda, hiç beklemediği güzelliklerle karşılaşabilmekte. Continue reading Günah Şehri New Orleans